Life flies by, and there is no repetition of any second in this flow of life. It is an indescribable pleasure for me to observe these elusive moments and capture the extraordinary behaviors and gestures, as well as the relationships people have with each other or with life, which change in split seconds, into a 36×24 frame, and to contemplate in the accompaniment of classical or jazz music. I must confess: this is something I do just for myself.

The more I observe, the more my vision improves, and as a result, my production increases. Certainly, what underlies this production is that I have never left my camera for years; it has now become a part of my body. The adventures of using different lenses have never excited me. When I leave home, I generally set a clear goal for myself: I want to observe everything that is happening and not miss anything.

I don’t lose motivation when I come home without producing anything; my passion for this work wouldn’t allow it.

The main lens I have used for years, a 21mm, has allowed me to see life from a wider angle. I believe that the more elements that are related to each other in a photo, the more that photo draws attention.

Hayat süratle akıp gidiyor. Bu akan hayatın her hangi bir saniyesini tekrarı yok, işte bu tekrarı olmayan anları izleyerek, saliselerle değişen, olağandışı davranış ve jestleri, kişilerin birbirleri veya hayatla olan ilişkilerini 36x24mm’lik bir çerçeveye sığdırarak kendimi klasik veya caz müziği eşliğinde düşüncelere götürmek olağanüstü bir zevk… Bunu öncelikle ve sadece kendim için yapıyorum.

Ne kadar çok izlersem, o kadar çok görme yeteneğim gelişiyor ve buna bağlı olarak üretimim artıyor. Bu üretimde şüphesiz en büyük pay, uzun yıllardır aynı makineyi uzvum gibi kullanarak, değişik lens kullanma maceralarına girmemiş olmam. Evden çıktığımda hedefim hiç olmadı; tek hedefim olan biteni kaçırmamak…

Hiçbir şey üretemeden eve döndüğümde hiç bir surette, motivasyonumu kaybetmem, zira bu işe olan tutkum buna asla izin vermez.

Bir fotoğrafın içinde birbiriyle ilişkili ne kadar çok leke varsa, o fotoğrafın kendine o kadar çok baktırdığına inananlardanım.